HİÇ YAŞANMAMIŞ

Bir garip kimsesizliğim var benim. Hep bir yarısı eksik gibi dolduramadığım bir yüreğim var. Islak sokaklarda gölgesine rastladığım tanımadığım bir adamın sesi bölüyor uykularımı. Hovarda gecelerin kirli iç seslerinin ağırlığı dolduruyor içimi. Ne yana baksam hep eksik bu hal. Karmaşalar içinde huzuru arayan bir silüet gibiyim. İzleyen gözler varmış da nazarlarında kayboluyormuşçasına bir hayat bu. Gün geçer özlemler biter. Gün geçer arzular dizginlenir. Ama hep takip eder seni o martı; kanadında özgürlüğü taşır, yüreğini çalar gider. Uçmak istersin de uçurmaz seni bu kollar. Gitmek istersin de gidilecek yerin adı yok. Ne aradığını bilmiyorsun. Seni çağıranın ismini heceleyemiyorsun. Çağırıyor biliyorsun en derininden hissediyorsun ama elini nereye uzatsan bilemiyorsun. Gözleri tanıdık. Elleri uzanıyor. Sesi geliyor. Ama görünmüyor. Onu aramıyorsun; arasan bulamazsın biliyorsun. Sadece biliyorsun eksik bırakıyor seni yokluğu, bırakacak da. Seni kimse anlamıyor sana hep öyle geliyo...