BİZ ÖLDÜRÜLDÜK

Bir varmış bir yokmuş, dünya denilen bir gezegende Orta Doğu diye anılan bir coğrafyanın Avrupa’yla kesiştiği noktasında Türkiye denilen bir ülke varmış. Tarihin sayfalarına, cesareti ve azmiyle, bir parça ekmeğe hasretken, ayağındaki tek çarığı eksikken verdiği kurtuluş mücadelesiyle geçmiş bir halk yaşarmış bu ülkede. Zaman değişirken, eski silahların yerini yeniler alırken, bükülen belini doğrultmaya çalışırken zalim bir büyücüye esir olmuş bu topraklar… Uyku tozu serpmiş büyücü vatanın her karış toprağına. Uyumuşlar, uyutulmuşlar, değişmişler, dönüştürülmüşler… Gün gelip bu toprakları kurtarmak için onlara yol gösteren, liderlik eden Ata’larına dahi düşman kesilmişler. Koca bir ülke uyurken, Toza bağışıklık gösteren haklı bir çoğunluk çığırtkanlıkla suçlanırken, Cennet vatanın tüm varlıkları yabancı sermayeye satılıp, yeşile dair, doğaya dair her şey katledilmiş… Çağın dışında yobaz bir din anlayışı ile sapkınlık harmanlanmış. Öyle ki çocuğa, hayvana tecavüz, ...