KOR-ONA

Sarsılmış tüm dünya Manidar bir Türkçe ile geldi virüs, Kor-ona, sana, bana, sallamayana... Hiç anlamazdık biz oysaki, Halinden, Hep evde oturmak zorunda olanın, Sağlığı bozulanın, Parası bitenin, Güldürmeyenin yeterince, Çıkmak isteyip de çıkamayanın, Olmayanın hayatında spor, Halini gidemeyenin kuaföre, berbere... Hep kitap okurdu şu serseri! Çalışmadı bir türlü... Zevk pezevengi şu vatandaş! Varsa yiyor, yoksa yatıyor... Çok kahkaha atıyor Ölecekmiymiş yarın? Belki ölecekti... Bilirdi belki dünyanın geçiciliğini? Kitaplar daha gerçekti belki... Gözlerini kapadığında gidebildiği yerler, Çok daha büyülüydü belki de... Sevemedi hiç rutinini, Düzeneğini dünya denen... Bir kelebek olduğunu bildi belki, Çıktığı an kozadan... Daha fazla vakit ayırdı sevmeye... Daha fazla vakit, Oyun kurmaktan, Hamle düşünmekten, Güzelleşmekten... Çok daha önemliydi sevebilmesi... insanı, doğayı... Dünyayı... Virüs diyorduk geldi... Kraliyet ailesinden gibi, Hiç tanış...