KARA GECEDEN GECEYE
Yine ordasın, denizin yakamozla buluştuğu yerde Taşınmalar, vazgeçmeler, büyümeler… Hiçbir şey alamayacak seni oradan değil mi? Çok aykırı bir geceye öykünüyor elindeki içki Fazla şiirsel, çok fazla düşsel, bir o kadar da arsız… Ordaydık bir zamanlar Boğazın Karadeniz’e baktığı yerde Kendi doğrularımızla şu manasız insanlığa savaş açtığımız yerde Kalbimizin sol yanından çıkardı şarkılar Biz bu dünyayı en çok sol yanından severdik… Biz bu ülkeyi düşledik Herkes gülerken… Farklı renklerden farklı sesler çıkarken Biraz arsız olsun istedik oyunların yerine Biz Elif’ler istedik kağnısı yerine elindeki kitapları yedip savaş açan karanlığa… Sonra Elifler türedi şehrimizde, Anlamını bile bilmediği namusunu yeden… Namussuz muyduk biz? Hangi içki şişesi almıştı bedenlerimizi? Biz Tanrı’yı yüreğinde taşıyan, Rakının beyazına bile gelenekleri koyup mutlu olanlardık aslı