Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

VARMIŞ YOKMUŞ

Resim
Şimdi yüreğimde koca bir deniz, Şimdi kalbimde asılı bir güzel gülüş... Koca bir nefes çektim içime senden Yanımda götürüyorum Taksim’e... Sevgilinin lacivert gözlerinden uzağa taşındım ilk defa... Varsay elimizde bir kamera, Varsay dünya uzun metrajlı filmler bekliyor... Varsay bir sahil kenarına düşmüş yolumuz... Tam da zamanı yerleşmenin varsay... Varsay zaman bize iyi davranmış... Hayat hep varsayımlarla dolu be adam! Var- say, yok-say!!! 04.10.2019 - İstanbul

TANIDIK BİR İHTİMAL

Resim
Sen olmayınca ben maceraları anlamsız bir çocuk gibiyim, Gelmeyince denizlerden dalga sesleri, Bir sismolog gibi kuşkucu, Korku dolu sarsıntılardan... Çocuk kaydıraktan tersten kayamayınca, Kuşkulu... Soruyor kamikazede dönmüşken çocuk, Çok kere, yeniden, yeniden... Alabilir misin onu yeniden, dönme dolabın romantizmine... Çocuk sevmeye gönüllü, Yüzmeye gönüllü deli dalgalara inat... Sevdaya az kalmış görünüyor bal rengi gözlerin... Kısıp duruyorsun gözlerini, Saklarmışçasına kocaman kalbini... Çocukluğumda öğretilen alfabelerle okuyorum seni... Çocuk gibi soruyorum sıkışınca... Cevapları saklamıyorsun yabancılar gibi... Benden oluyorsun, bana bakıyorsun... Öylesine unutmuşken ben tanıdık olmayı, Çok tanıdık bir şarkı söylüyorsun bana... Karadeniz'in deli dalgaları vuruyor kıyıya Ve ben “en son ne zaman bu kadar dürüst olmuştum” diye soruyorum kendime 5 yaşım duruyor karşımda, Kavgaya hazır, Adalet diye bağırıyor... Dürüstlük diye isyan ediyor... Ona öy

HOKUS POKUS

Resim
Okyanusların dibine varan yolculuklardan, Küçük cinlerin kızıl saçlı ülkesinden, Bozkırlarından Anadolu’nun ve Yamacından Karadeniz’in deli dalgalarının... Çocukluğunun büyülü resimlerinin sergilendiği Louvre’dan, Bir seks sergisi misali Amsterdam’dan, Falezlerinde Tanrı’yı gördüğün Galway’den, Köhne metrosunda kaybolduğun Paris’ten, Anlamsızca herkesin sana selam verdiği Düsseldorf’tan... Yollardan, yolculuklardan, kalışlardan geçtin... Kirli dehlizlerinde aydınlık gördüğün insanlardan, Parlak auralarında karanlık gördüklerine kadar konuştun onlarla... Geçmiş yaşamlara tanıklık ettin, Bir işaret aradın durdun gelecekten... Hiç dinmedi dalgaları ruhunun, Vazgeçemedi kayalara öykünmekten denizin... O yüzden hiç duramadın... Aklın hep yollarda kaldı... Keşiflerin hep yenilere gebe oldu... Belki de Bir Jules Verne yanılgısıydı çocukluktan kalan... Dünyanın merkezine doğru bir çekim... Bir ömür devr-i alem... Tüm o geçmiş ve geleceğin içinde böylesine sevilemezdi y

DON

Resim
İncitiyorsa seni bu dünya her an, Aklın basmıyorsa hala maskeli baloları... Üstüne üstlük, Olduysan, En büyük müdavimi o balonun... Çıkış da yoktur artık bilirsin... Akıntıya karşı yüzmeyeli olduysa yıllar, Ve aldıysa idealistliğini sömürgenler, Üstelik farketmemişsen bile... Bir el sallayamamışsan Kişot’a, Don’u elinde kalmışsa Yeldeğirmenlerinin... Yazıklar olsun içindeki Cervantes’e... Şu heybetli İstanbul’a bok atarken yıllarca, Öğrendiysen, Yuvarlamayı... Bir başka dilden, Kocaman bir İrlanda tokadıyla... Nedirki derdin zavallı Türkçe algoritmalarla... Değişkenini bilirsin, Şüpheli şahsı hissedersin... Hala nasıl becerirsin İncinmeyi... Ne güzel güldün bugün yine! Ne harika bir çocuktun! Yine nasıl da kaynadın sahteliğe... Seni gidi Bizans tohumu... Haydi şimdi haykır... Yeldeğirmenlerinizi sikmek istemiyorum diye!!! Alkışı Don Kişot yapacak sözü var evrenin... 21.01.2020 - 03:13 - Beyoğlu

MAVİDEN DOĞAN ÖYKÜNME

Resim
En çok sana aşinayım özünde... Gözlerinin mavisinde bir karartı, Ulaşılamıyor okyanuslara... Ruhunda bir akrep, Duygularıyla ve dürtüleriyle savaştırıyor insanı, Yine de hiçliğinle beraberiz hep... Her an yok gibiyim, Hep bir şey anlatasın var gibi Giden yok, Anlatan da...  ilk defa bu kadar belirsiz mavi... Döndüğünde karışıktı suları denizin... Çok fazla kahverengiye mavi çaldı gözlerin... Yükseliyor yengeç ruhunda  Ve daha da fazla bulut giriyor araya... Sevilir mi bu gizem diye soruyor asi ruh çoğu zaman, Ve en özel köşesinde biriktiriyor seni... Buradasın evde...  Aniden belirmeni sallamıyor kimse...  Sabah çalan alarma gıcığım bu aralar... Serencebey’de Beyoğlu’nda hep aynı... Koşturuyoruz sürekli...  Sen filmler çekiyorsun, Ben malzeme oluyorum hayatın şapşal film şeridine... Uzun yada kısa metraj fark etmiyor, Sonuna kadar karanlıktan besleniyor herkes... Çok alkollüyken anlattım sana, Gözlerindeki maviler ilk defa dalga