KAYALIKLARIN HİKAYESİ



Tutsak bir denizin,
Tutuklu sevdalısı olduğundan beri,
Tutsak bir mantığın,
Tutuklu uyumlusu olduğundan beri,
Martılara özeniyorsun...
Zamansız bağırmalarına,
Saldırganlıklarına,
Uçabilmelerine,
Hastasın koca şehri kendilerine uydurmalarına...
Kendini biliyorsun...
Dönüştüğün kayalığın resmini bile bulursun isteseler...
Tutuyorsun,
Koruyorsun,
Susuyorsun,
Savunmuyorsun...
Deniz onca kere çarpmışken dalgalarını...
Saklamışken duygularını kendinin bile bulamayacağı dehlizlerine,
Dolunay özendirmeye devam ederken,
Dimdiksin...
Kumdan başka bir şey bırakmıyorsun kumsala!
Oysaki demişti o çocuk!
Uzun uzun anlatmıştı sana dönüşeceğin şeyi
Sen hep bildin!
O yüzden sessizliğin...
Martılara özenişinin sebebi var elbet!
Siz hep buradasınız...
Deniz, dolunay, kayalıklar...
Kayalıklar, deniz ve dolunay...
Martı gidiyor bilinmeyene...
Sonunu bilsem de giderdime...
Martıya öyküneceğine atsana kendini denizlere!!!!
Korkun....
Kum olmak mı?
İyidir her zaman,
Tutunmaktan taşlara,
Tutunurken vazgeçmekten...
Sen dağıl,
Parçalan,
Karış kumsallara...
Uçamasan bile
Senindir yarınlar

26 Mayıs 2020 - 03:53

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TAHRAN’DA İKİ GÜN

SİRİUS

EYLÜL BAKIŞLI KIZ