AKLIMA GELİŞİNİ SEVEYİM


              Bir film son buluyor, sen geçiyorsun gönlümün orta yerinden. Bir yıldız kayıyor, fikrimin sorularında acabalı haller dolanıyor. Bir yeni melodi keşfediyor kulaklarım ardından sesin şiir olup akıyor geceme…
                Eski bir masaldık biz. Hiç olmadık, hiç rastlaşamadık. Ayrı ayrı yerlerde aşkı masallardan çaldık. Bir düştük, düşüşlere gebe kaldık. Biz, sihrini kaybetmiş “Dünya” isimli bir yerde ümidin sonsuzluğuyla inanmayı eşeledik.
                Rastladığım ve sevdiğim her şey sensin biliyorum. O yüzden içimde sonsuz şiirlerim var benim. Kilidini kaybettiğim ruhumun, telaşlı koşturmaları, uzakta gördüğüm bir yıldızdan sebeptir sevgili! Yıldız gözlerindir; nereden bakarsa baksın gördüğüm gözlerindir.
                İşte böyle bir bekleme halinden doğdu yaşantıda ki sır. Özlediğim her şeysin diye özlendi rakı bardağında şiir olan adam. Karadeniz’in dalgaları gibi hoyratça çarpıp giden eski bir aşk seni beklerken hatırlandı. Rüzgâr ruhlu sevgili rüzgârından çaldı.
                Şimdi çok heyecanlanılmış bir ani mesaj gibi, aşkından sarhoş olunmuş bir gülümsemenin ışığı gibi, hiç bitmemesi umulmuş bir kadeh içki gibi, yıllardır sakladığım o boş sigara paketi gibi, her biri aşk sandıklarımla dolu enfes şarkılar gibi, o çok sevdiğimiz şiir gibi, memleketten gelen rüzgâr gibi, çocuk olup da saçmalamak gibi, sarhoş olmak gibi, omzunda tüm sakladıklarıma inat uyuyakalmak gibi… Bir zamanlar bir yerlerde yaşadığımız en güzel anıların hiçlikleri dolanıyor beynimde. Çünkü bilirsin sevgili ne yaşandıysa hepsi sana giden yol gibi… Tüm sevilmiş adamlar senden bir parça gibi. Aşkın uykusu sensiz kitlendiğim bir hapishane gibi…
                Tüm bu tüme varış hallerinin ardından düşündüğüm her anı için, adı aşk olmuş herkes için; Aklıma gelişini seveyim. Bir müzik, bir şiir olup da film gibi geçişini seveyim. Çünkü ben ne zaman sana yaklaştım sansam kendim oldum, kendimle sen oldum.
                                                                                                                             22.08.2012 / 00:26

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TAHRAN’DA İKİ GÜN

SİRİUS

EYLÜL BAKIŞLI KIZ