SEVGİLİYE


             Sana şiirler biriktiriyorum içimde. Yolculuklarımı anlatıyorum sessizce, kırgınlıklarımı süpürüyorum seninle, denize bakıyorum gözlerinle, toprağa dokunuyorum ellerinle… Ben hep seninleyim… Kalabalık yalnızlıkların görkemli sanılan uğultularını susturuyorum seninle. Uzun yolculuklarda yüzüme vuran güneş ışığı gülüşünün cazibesini hatırlatıyor bana. Gece yarıları dinlerken uyuyakaldığım müziklerin melodilerinde arıyorum seni ve sen! Her gece sarılıp uyuduğum sen! Sonsuz bir girdap gibi sessizliğimsin, arsız bir sokak fahişesi gibi çığlıklarımsın… Bağırsam da duymuyorsun, sussam da…

Dünyanın neresinde yaşadığını bilmeden, hangi lisanın senin olduğunu bilmeden, hangi Tanrı’ya taptığını bilmeden özlediğim sen! Sana gelmek için tüm yollar, sana seslenmek için öğrendiğim diller, sana ulaşmak için edilen tüm dualar… Boşalan şişelerin dibinde senin özlemin var. Dokunulan ellerin coğrafyaları seninkinden soğuk ve özlenen hiçbir şeyin toplamı sana varamıyor. Seni Fransa’nın hangi tozlu sokağında kaybettiğimi bilmiyorum… 2. Dünya Savaşı’na ne kadar kalmıştı öğrenemedim… Hangi şairleri okurduk,  hangi kıyafetleri giyerdik bilmiyorum. Orası Fransa mıydı onu bile bilmiyorum. Hiç tanışmadığım halde bu kadar özlediğim biriyle yaşanmış ama hatırlanamayan günler için masallar yazıyorum sadece. Şehrazad oluyorum her öyküde, anlatıp anlatıp bitiremiyorum. Her şeyi konuşup sana susuyorum.

Bu uzun ruh yolculuğunda kaç hayatta beraber yaşadık? Kaç kere öldük beraber öğrenemedim. Tek bildiğim Poseidon ikimize de ninni söylüyor geceleri. Denizden yolluyor büyülerini… Uçsuz bucaksız denizde huzuru buluyorum. Huzur demek sen demek ve sessizliğe akan konuşmalarını dinliyorum. Biliyorum bulacağız birbirimizi yeniden. Biliyorum gördüğümüzde hatırlayacağız. Biliyorum Poseidon’a teşekkür edeceğiz denizin kıyısından. Sadece beklemek zor artık. Seni saçların beyazlamadan önce sevmek istiyorum… Gözlerin gözlerimi ışıklarını kaybetmeden bulsunlar istiyorum. Sensiz sarhoş olmak, sensiz eğlenmek, sensiz ağlamak, sensiz nefes almak istemiyorum artık. Haydi, gel dünyayı maviye boyayalım…


                                                                                                                04.09.13 / 01.54

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TAHRAN’DA İKİ GÜN

SİRİUS

EYLÜL BAKIŞLI KIZ