BAYAN PEREGRINE’İN TUHAF ÇOCUKLARI: TUHAFLARIN GÜZEL DÖNGÜSÜ
“Bize birkaç deli gerek, şu akıllıların yol açtığı duruma bak!” George
Bernard Shaw
Uzun zamandır, İngilizce ve Türkçe
arasında sıkışmış entelektüelliğimin verdiği savaşa yenik düşmüş okurluğumu
diriltmeye çalışıyordum. Yıllardır çılgınca biriktirdiğim parapsikoloji
kitaplarının veya geçmiş yaşam hikâyelerinin de yardımıma koşmadığını görünce
kendimi D&R’ın fantezi bölümüne kapadığım birkaç saat geçirdim. Bayan
Peregrine’in Tuhaf Çocukları’yla karşılaşmam da böyle oldu.
Son 2 senesini İrlanda adasında
geçirmiş ve İstanbul’a yeni dönmüş biri olarak kitabın içinde rastladığım ada
insanları, Father Ted izleme sevdası, yağmurlu ve puslu hava gibi küçük
detaylar beni tesadüfler dünyasının içinde ufak mistik bir yolculuğa çıkardılar.
Soluksuz okuduğum kitabın içinde biraz Heroes, azıcık ucundan Harry Potter,
bayağı bir de The 4400 yakalamış olsa da beynim, kitabın fotoğraflarıyla
büyülediği hayal gücüm sabırsızlaştı devamı için.
Bazen kitapların içinde çocukluk
zamanlarımın Jules Verne maceralarını arıyorum. Gözlerimi kapadığımda beni
mistik dünyalara götürsünler istiyorum. İçinde çocuk olmakla büyümek arasında
kalmak, kocaman halimin küçücük versiyonuma dokunduğuna şahitlik etmek
istiyorum. İşte böyle zamanlarda yetişiyor Ransom Riggs gibiler. İyi ki de
yazıyorlar.
“Hepimiz kendi masallarımıza
tutunuruz; ta ki onlara inanmanın bedelini ağır ödeyene dek.”
Büyüdük işte! Dünyanın masallarını yitirmesine ramak kalana kadar
atlayamadık o falezlerden engin denizlere. Ne ellerimizden ateş çıktı, ne de
uçabildik. Canavarlardan daha tehlikeli insanlarla fikir savaşlarına düştük.
Peri tozları savruldu dört bir yana ve bize bizden başka kalmadı sihir. Elimde
olsa var olmayan sonsuz mutlu dünyalara ait döngüler yaratır, hiç çıkmadan
yıllarca içlerinde yaşardım. Böylelikle kurtulurdum mutsuz bir ülkenin orta
yaşlı delisi olmaktan ya da bir başka ülkenin ıslak sokaklarında yürüyen
hiçliğimden.
Tuhaf çocuklardı cidden. Resimleri ürkütücü, dünyaları 3 Eylül 1940 yılına
sıkışıp kalmış. Savaşın mutlu çocukları olmuşlar Galler’de kayıp bir adada.
Maceralarına soluksuz katıldım ve beynim diretiyor ayaklarıma ikincisini satın
almaya gitmek için. İyi iş yapmış İthaki Yayınevi. İngilizce ve Türkçe’nin
içinde savaş yaptığı beynim, hoşnut kaldı çevirisinden. Sadece yaşlıların
gittiği bir İrlanda barında, öğle vakti elimde Guinness birasıyla dışardaki
yağmura aldırmadan okuyup bitirmiş gibiyim bu serüveni. Ne mutlu beni öbür eve götürebilene!
1
Aralık 2015 – 16.16 – İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder