SANAT HAYATSA EDEBİYAT DA AŞKTIR

Şimdi elinizde tuttuğunuz sayfaya bir daha bakın. Her şey sanallaşmışken ne güzel değil mi bu sayfanın kokusunu duymak, dokusunu hissetmek. Çok büyük bir şey yapıyorsunuz. Çünkü sayfalara dokunuyorsunuz, gerçekten var olduğuna emin olduğunuz bir yazarı okuyorsunuz. Size Bosphorus Sanat Gazetesi’nde ki ilk yazımda böyle “merhaba” demek istedim. Her şey sanallaşmışken yüreğinize dokunmak istedim. Özlemlerinize, sevgilerinize, beklentilerinize… Ulaşabildiğim ve bir zamanlar var olduğunu kesinlikle bildiğim bir şeylere dokunmak istedim bu gazetenin sayfalarından.

Bir zamanlar büyük masalar etrafında toplanırdı dostlar, uzun soluklu sohbetlere meze olurdu yemekler. Özlemler buluşmalarla giderilirdi. Gazeteyi eline almadan başlamayan günün bir anlamı olurdu. Gazeteyi almaya gitmek demek sabah güneşini görmek demekti… Bir komşuya selam vermek demekti… Gözünü açar açmaz tuşlara değmezdi eller… İnsanların daha çok vakti vardı gülümsemeye, yürümeye, sevmeye… Kısacası yaşamaya daha çok zamanımız vardı sanallaşmadan önce…

Forumlar, gruplar, paylaşımlar derken her konuda bilgi sahibi olduk… Eşten dosttan yarım yamalak tanıdık yazarları… Kitap okumaya zaman bulamayan yeni nesil birkaç cümleye sığdırır oldu edebiyatı… Birkaç kısa cümleyle anlaşılır ve anlatılır oldu tüm yazarlar ve koskoca edebiyat tarihi… Derinleşmek, emek ister, düşünce ister, kaynak ister… Kulaktan dolma bilgilerle çabuk unutulur, çabuk tüketilir sanat. Aslında ben derim ki sanat da hayat gibidir. Hayatı nasıl yaşar, değerlendirir ve anlarsan sanatı da öyle algılarsın. Edebiyatsa aşk gibidir aslında. Sevgilidir, hayattır, nefestir… Altını çizdiğin cümlelerde saklarsın acılarını, özlemlerini, vazgeçişlerini ve yeniden dönüşlerini… Bazı cümleler asla unutulmaz, aynı neden bu kadar tutkuyla bağlandığımızı bilmediğimiz o vazgeçilmez sevgililer gibi… Büyük kütüphaneler ister gerçek edebiyatseverler… Çünkü geri dönmektir okunmuş bir kitaba bakmak. Kendine tuttuğun aynadır kütüphanede saklanmış bir kitap… Yazıların altı çizilmiş cümlelerinde yıllar sonra kendinle tekrar buluşmaktır bir kitaba yeniden dokunmak.

Ben bu sayfalarda sizlere söz edilmeye değer bulduğum sanatsal üretimlerden bahsedeceğim. Bazen unutulmazlar listesine konabilecek b ir filmden, bazen başucunuzda saklayacağınız bir kitaptan, bazen yazarlara yazı, şairlere şiir yazdırabilecek beldelerden ama hep hayatın içinden. Hayatla harmanlayarak. Sanatı hayatmış varsayarak. Böylece arşivler yaratırız belki hep birlikte, sözlerimiz arşiv olur büyür belki de… Belki gidemeyiz bir arpa boyu yol ama hatırlanırız cümlelerde ve ben bilirim cümleler yakınlaştırır insanları… Sanatın üretime geçmiş her şekli kişiye yolunda bir ışık olur… Yoluma sizlerle mumlar eklemeye ve yolunuza mumlar yakmaya geldim ben buraya. Bu yüzden aydınlık bir ay diliyorum hepinize, gelecek ay görüşmek üzere.

(Bosphorus Sanat Gazetesi Yıl:4 Sayı 38 Temmuz 2010 Tarihli yazım)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TAHRAN’DA İKİ GÜN

SİRİUS

EYLÜL BAKIŞLI KIZ